İnsanlar göçebe hayatını bırakıp yerleşik hayata geçtikten sonra inşaatlar yaparak orada hayatlarını sürdürmeye başlamışlardır. Geçmişte yapı inşaat olarak kendini kanıtlamış birçok eserle tanıştık. Örneğin, Osmanlı’nın “Camileri”, Hindistan’ın “Tac Mahal’i” Çin’in “Çin Seddi” vb. Bu eserler ne kadar eski zamanda olsa da bu sektöre ekonomik ve teknik olarak ne kadar önem verildiğini göstermektedir.
İlerleyen çağlar içinde insanlar, devletler, yaşayış şekilleri, gereksinimler, kavramlar değişmiş ve yapılar çeşitlenmiş, büyümüştür. Kısaca, karada veya suda yapılan tüm bina, yol, köprü, baraj, kanalizasyon vb. tesislerin yapım çalışmalarına İNŞAAT denir. İnşaat işleri, bina inşaatı, altyapı inşaatı olmak üzere ikiye ayrılır.
İnşaat sektörü, insan yaşamını tümüyle etkileyen ve ilgilendiren bir sektördür. Bu sektörün yaptığı konutlarda oturur, okullarda okur, iş yerlerinde çalışır, yol vb. alt yapı tesislerinden yararlanarak yaşarız.
En önemli şey olan İnsan unsurunu yakından ilgilendiren inşaat sektörü, hatalar ve başarısızlıklar yapıldığı durumlarda çok kötü sonuçlarla karşılaşılır. Bu yapılan yanlışların deprem, sel baskını, heyelan, yangın vb. afetlerde meydana gelen kayıplardan sonra ne kadar önemli olduğu anlaşılır. İnşaat sürecindeki her kişinin planlı ve işinin hakkını vererek yapması, topluma daha düzgün, çağdaş ve sağlam yapılarda yaşama imkanı sunar.